skip to main content

Yeni bir besin kaynağı geliştirme

Cargill, soyayla denemeler yaparak insanlara eksiksiz, hepsi bir arada besin kaynağı sağlayacak yeni bir gıda türü oluşturmak için çalışıyor.

January 01, 2015

1940'ların başlarında Cargill’in hayvan yemi operasyonlarını satın almasının ardından, şirketin başkanı John MacMillan, Jr., hayvanlar için uygulanana benzer şekilde, insanlar için de “insanların beslenmesi için tek başına yeterli olan” bir gıda oluşturulabileceğini düşündü.

1942'de, hayvan yemi işinde çalışan ve üniversiteden arkadaşı olan Newell H. Schooley ile bir araya geldi. Birlikte yeni bir fikir ortaya attılar: İnsanlar için kolayca yenecek ve tamamen besleyici olacak bir dengeli beslenme formülü. John Jr. buna “beşeri gıda” adını verdi.

Sonraki üç yıl boyunca, John Jr. ve Schooley; et, mısır gevreği, buğday, çavdar ve diğer içeriklerin birleşimleriyle deney yaptılar ve sonunda eti çıkarıp onun yerine proteince zengin soya fasulyesi kullandılar. Ancak her partide, yemeğin sürekli olarak vasatın altında bir tadı oluyordu (hatta bir parti, Schooley'i hasta etti).

Bu kavram zamanının ötesinde olmakla birlikte, Cargill’in dikkatini soya fasulyeleriyle ilgili olasılıklara çekti. Ve neredeyse 60 yıl sonra, bu fikir afet yardımı konusunda çok önemli bir rol oynayacaktı.

2010'da, 7,0 büyüklüğünde yıkıcı bir deprem Haiti'yi vurdu ve 250.000'den fazla eve ve 300.000'den fazla ticari mülkiyete büyük ölçüde zarar verdi. Bu felakete hemen yanıt veren Cargill’in kıvam arttırıcı çözümler işletmesi, dünya genelindeki felaketzedelere vitamin bakımından zengin, hepsi bir arada öğünler sağlayan yemekleri paketleyip dağıtan, kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Kids Against Hunger'a 18 ton soya fasulyesi bağışladı.

Cargill’in başlangıçta üzerinde durduğu kavram, felaketzedelerden yetersiz beslenme sorunuyla karşı karşıya olan kişilere kadar ihtiyacı olan herkese soya tabanlı besleyici yemekler sağlanmasıyla meyvesini vermiş oldu. Bu yemekler, dengeli beslenme formülünü güzel bir tatla birleştirip dünyadaki geniş etnik damak tadı yelpazesini ve dini beslenme kuralı farklılıklarını da yansıtarak, yıllar önce ortaya atılan beşeri gıda kavramının yankısı oldu.